HALLUKS VALGUS (BUNYON)
Ayağın en sık görülen deformitelerinden biri olmasına rağmen çoğu zaman ihmal edilen ve zamanla diğer parmakların deformitesine de yol açan ağrılı bir ayak deformite hastalığıdır.
Ayak baş parmağı kenarındaki bir yumru şeklinde bir çıkıntı şeklinde kendini gösterir. Aslında bu yeni oluşan bir kemik değil birinci tarak kemiğinin ön kısmının ayak iç tarafına doğru yönelmesinden kaynaklanan bir çıkıntıdır. Bu eğilme zamanla hem tüm tarak kemiklerinin dizilimini etkiler hem de ikinci ayak parmağını yukarı doğru iterek ikincil bir deformiteye de yol açabilmektedir.
Bu deformite sıklıkla ergenlik döneminden sonra yavaş şekilde başlayarak ilerlese de çocuk yaşlarda görülebilen deformitelerde karşımıza çıkmaktadır. Erken yaşlarda başlayan bu deformite bazı hastalarda sadece kozmetik problem oluştursa da birçok hasta da beraberinde ağrı dahil bazı şikayetlere de yol açmaktadır.
Bunyon yani halluks valgus hastalığı en sık kalıtımsal nedenlerle geçen ayak yapı şekillerinin bir sonucu olarak karşımıza çıkar. Bununla birlikte giyilen ayakkabıların şeklinin kesin olarak bu hastalığa neden olduğunu söyleyememekle birlikte oluşan çıkıntının ve de çıkıntının yaratacağı şikayetlerin artmasına neden olacaktır. En sık görülen semptomlar ise
• Başparmakta başlayan ve zamanla tüm tarak kemiklerinin uç kısmına yayılan ağrı,
• Çıkıntının iç tarafında oluşabilecek kızarıklığa ilaveten hassasiyet veya acı hissi,
• Deformitenin çok ilerlediği durumlarda parmağa doğru yayılan uyuşma ve ikinci parmağında havaya doğru kalktığı kalıcı ek deformitedir.
Semptomlar dar uçlu ve/veya topuklu ayakkabı giymekle daha da ilerleyici hale gelecektir. Bunun nedeni de normal şartlarda vücut yükünün % 40’nı taşıyan ayak ön kısmının topuklu ayakkabı giyildiğinde bu oranın %70-75’lere çıkmaya başlamasıdır. Bu artan yük taşıma oranı eklemde oluşan deformiteyi artırmaktadır.
Tanı koymaya öncelikle klinik değerlendirme ile başlanır. Doktorunuz tarafından yapılan değerlendirme sonucunda bunyon tanısından şüphelenilir ise deformitenin derecesini görmek için basarak ayak radyografileri çekilir. Bu radyografi üzerinden bir takım açılar ölçülerek hem deformite derecesi belirlenerek tedavi planı yapılmakta hem de eşlik edebilecek olan ek patolojiler saptanabilecektir.
Tedavi kendi için cerrahi dışı ve cerrahi yöntemler olarak ikiye ayrılır. Cerrahi dışı tedaviler çoğu zaman semptomları azaltmak ve çok etkin olmasa da deformitenin ilerleyişini yavaşlatmak için önerilmektedir. Bunlar arasında en sık uygulananlar ayakkabı değişikliği (geniş uçlu ayakkabı seçimi), metatarsal pad kullanımı, aktivite düzenlemeleri, ilaç tedavisi (Non-steroidal anti-enflamataur ilaçlar), ağrılı ve kızarık dönemlerde buz tedavisi, ortopedik cihazlar (parmak arası silikon makara, halluks valgus gece ateli vs.) ve ağrı ve kızarık olan atak dönemlerinde kortizon enjeksiyonu sayılabilir.
Cerrahi dışı tedavinin yetersiz kaldığı hastalarda cerrahi seçenekler ön plana çıkmaktadır. Bu sayede deformite düzeltilerek hem kozmetik hem de klinik ve fonksiyonel iyileşme elde edilmektedir. Hastalığın derecesine göre birçok cerrahi yöntem tarif edilmiş ve güncel olarak uygulanabilmektedir. Çekilen radyografiler üzerinden ölçülen açılar rehberliğinde cerrahi yönteme karar verilecektir. Sadece yumuşak doku ameliyatı uygulanabilen hafif formlar olmakla birlikte kombine kemik kesi ve düzeltmelerin yapılabileceği ileri cerrahi yöntemlerde kullanılabilmektedir. Cerrahi sonrasında kısa bir basmama döneminden sonra özel ayakkabılar ile hastalar yürütülebilmektedir. İyileşme süresi uygulanan cerrahi yönteme farklılıklar göstermektedir.