Unikondiler Diz Protezi
Diz eklemi vücudun en çok yük taşıyan eklemidir ve travmaya açık bir eklemdir. Eklemi oluşturan 3 kemik yapı (femur, tibia ve patella) mevcuttur ve bu kemiklarin eklemi oluşturan uçlarında 4-5 mm kalınlığında kıkırdak yapı bulunur. Ayrıca diz için beslenmeyi sağlayan eklem sıvısı (sinovyal sıvı) kıkırdakların beslenmesinde etkindir. Dizin kayma hareketi bu kıkırdak yapılar üzerinden ve ağrısız şekilde gerçekleşir. Kıkırdak yapının bozulmasına neden olan patolojiler sonrası dizde, halk arasında “sıvı kaybı” olarak ta bilinen diz eklem kireçlenmesi (gonartroz) gözlenir.
Diz eklem kireçlenmesi nedenleri arasında en sık gözleneni nedeni tam olarak bilinmeyen fakat çeşitli nedenler veya bunların kombinasyonu sonucu oluşan “Primer (birincil) Osteoartrit” hastalığıdır. Bu hastalıkta ileri yaşlarda sinovyal sıvı içinde kıkırdağa zarar veren maddeler oluşması sonrası eklem kıkırdağında bozulma oluşmaktadır. Bunun dışında “Sekonder (ikincil) osteoartrit” denilen ve belirli çeşitli sebeplere bağlı kıkırdak bozulması da gözlenmektedir. Bu nedenler arasında travma, eklem yapılarının geçirilmiş kırıkları, erken yaşta menisküslerin alınması, tedavi olmayan ön çapraz bağ yırtıkları, geçirilmiş diz eklemi enfeksiyonu sekeli, romatizmal hastalıklar sayılabilir.
Hastalar ortopedi polikliniğe sıklıkla her iki diz eklemi çevresinde yoğunlaşan ağrı, dizlerde aynı anda ya da farklı zamanlarda oluşan şişme, bacaklarda eğilme şikayeti ile başvururlar. Ağrı hastalığın erken döneminde uzun yol yürüyünce ve çok merdiven inip çıkarken olurken hastalık ilerledikçe hasta yürümeye başlandığı anda başlar ve gece uykudan uyandıracak boyuta kadar gelebilir. Beraberinde menisküs yırtığı olan hastalarda artan eklem sıvısının diz arkasın kaçması sonrası diz arka boşlukta kistler (Baker kisti) oluşabilir. Son aşamaya gelene kadar bir çok hasta rehabilitasyon, diz iğneleri, PRP tedavisi ve/veya kapalı diz eklem ameliyatları geçirmektedirler.
Hastalar bir ortopedist tarafından detaylı hastalık hikayesi alındıktan sonra diz eklemine özel muayene teknikleri ile değerlendirilir. Muayene sonrası ön tanı oluştuktan sonra “basarak” çekilen iki yönlü ve mukayeseli diz radyografileri ve belden aşağısını tek grafide gösteren “ortoröntgenografi” istenmektedir. Kireçlenme hastalarında eklem aralığında kapanma, “osteofit” denilen kemik çıkıntılar gözlenmesi ve kıkırdak altında minik kistler gözlenmesi tanıyı koydurmaktadır.
Hastalarda hastalığın evrelerine göre tedavi şekillenmektedir. Çok erken evrelerede kilo verme, rehabilitasyon, tabanlık, cihaz desteği, diz içi enjeksiyonlar (Viskosuplemantasyon, PRP) uygulanabilir cerrahi dışı tedavi yöntemleridir. Dizin tamamının etkilenmediği ve sadece dizin iç tarafındaki kıkırdakların etkilendiği hastalarda “Yüksek tibial osteotomi” denilen ve hem ağrıyı azaltan hem de protezi geciktirecek kemik düzeltme ameliyatı uygulanabilmektedir. Biraz daha ilerlemiş hastalarda “Unikondiler diz protezi” dediğimiz ve sadece dizin iç tarafına yapılan kısmi protez uygulanabilmektedir. Dizin tamamını tutmuş ve ilerlemiş kireçlenme hastalarında ise “Total diz protezi” hastalarda kalıcı rahatlık sağlamaktadır.
Diz protezi dizin önünden açık kesi ile girilerek eklemin oluşturan kemiklerin bozulmuş olan uçlarının kesilip özel setler yardımıyla metal alaşım (Cr-Co-Mo) ve kalın polietilenden oluşan implantlar ile yeni eklem hattının oluşturulmasıdır. Cerrahi sonrası enfeksiyon, pıhtı oluşması (emboli) ve çok nadiren görülebilen damar yaralanması komplikasyonlar arasındadır. Hastalar bir gün sonra destekle yürütülmektedir. Cerrahi sonrasında erken dönemde başlanan fizik tedavi cerrahi sonucunu olumlu şekilde pozitif etkilemektedir.